Ekonometri Nedir?

1926 yılında “ekonomik ölçüm” anlamına gelen “ekonometri” kavramı ilk kez iktisatçı Frisch tarafından kullanılmıştır. Bu kullanım öncesinde “istatistiksel iktisat, uygulamalı iktisat” vb. şekilde isimlendirilen ekonometri en genel tanımıyla, iktisat teorisinin istatistik ve matematik bilimlerinin yöntemleri yardımıyla ispatlanması sonucu meydana gelen, çoğu bilim insanı tarafından “ara kesit” olarak görülen bir bilim dalıdır.

Karl Marx ve Alfred Marshall gibi neoklasik iktisatçıların, iktisadın teoriden bir bilim olmaya geçişi için istatistik ve matematik bilimleri yöntemlerinin kullanılması gerekliliğini belirtmeleriyle ekonometrinin bilim olma yolunda ki ilk temel taşları oluşturulmuştur. Büyük Buhran döneminde meydana gelen fiyat dalgalanmalarının tespiti ve açıklanmasında istatistiksel çalışmaların yeterli olmaması nedeniyle, makro iktisadi temelleri olan ekonometrik modellerin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaç ise iktisatçı Frisch ve Tinbergen’in çalışmaları ile giderilmeye çalışılmıştır. Büyük Buhran döneminde oluşan bu modelleme çabası sonucu oluşturulan modeller, ekonometrinin çıkış noktası olarak görülebileceğinden, bahsi geçen iki iktisatçı için ekonometri biliminin kurucuları olduğunu söylemek mümkün gözükmektedir.

Ekonomik olayların, iktisat teorisine göre istatistik ve matematik yöntemlerinin kullanılmasıyla analiz edilip çıkarım yapılmasını amaçlayan bir sosyal bilim olan ekonometrinin metodolojisini birkaç adımla özetlemek mümkündür:

  • Teori ya da önsavın ortaya çıkarılması,
  • Bu teori ya da önsava uygun olarak matematiksel modelin elde edilmesi,
  • Elde edilen matematiksel modelin ekonometrik model haline getirilmesi,
  • Amaca uygun olan verinin elde edilmesi,
  • Kurulan ekonometrik modelin tahmin edilmesi,
  • Önsava ilişkin sınamaların model üzerinde yapılması,
  • Ekonometrik modelin sonuçlarının yorumlanması,
  • Sonuçları elde edilen modelin kontrol edilmesi

Görüldüğü üzere, ekonometrinin kelime anlamı, çıkış noktası, amacı ve metodolojisi konuyla ilgili tüm makale ve kitaplarda yer aldığı şekilde belirtilmiştir. Ancak tüm bilimlerde olduğu gibi bu biliminde anlaşılmasında sadece bu temel ve her yerden erişimi sağlanabilecek bilgilerin öğrenilmesinin yeterli olmadığını düşünmekteyim. Yukarıda bahsedilen temel bilgilere bakıldığında ekonometri bilimi, sadece iktisadi temelleri olan olay ve durumlarda, belirli bir sistematik içerisinde uygulanması gerekilen bir alan olarak gözükmektedir. Ancak ilk okunduğunda “kısıtlı” ve “sıkıcı” olarak nitelendirilebilecek bu bilim gerçekten de böyle midir?

Öncelikle ekonometri bilinenin aksine, 1805 ve 1809 yılında “en küçük kareler yöntemi”nin, 1888 yılında “korelasyon katsayısı”nın kullanılması ile aslında temelleri çok daha öncesinde oluşmuş sadece henüz isimlendirilmemiş bir bilim dalıdır. Hem de bu ve benzeri yöntemler yalnızca iktisat teorisinde değil, aksine biyometri, genetik, astronomi ve psikoloji gibi çeşitli alanlarda kullanılmıştır. Tıpkı günümüzde siyaset bilimi, tıp, sosyoloji, biyoloji, finans, eğitim, işletme vb. pek çok alanda kullanıldığı gibidir. Kısacası “kâr maksimizasyonu nasıl sağlanır?” sorusuna ekonometrik modelleme ile nasıl cevap aranabiliyorsa, “2018 yılında kadınlarla erkekler arasında ki mutlu olma durumunun değişimi nedir?”, “yıllara göre intihar oranlarındaki değişim nasıldır?” gibi sorulara da ekonometrik modelleme ile cevap aranabilmektedir.

Peki, bu ve benzeri sorulara aranılan cevaplarda kullanılan ve bahsi geçen “ekonometrik model”in diğer bilimlerden farkı nedir? Ekonometri yöntemleri kapsamında araştırılması hedeflenen konu ya da konular, genellikle konuyla ilgili edinilen verilerin “çözümlenmesi”ne dayanmaktadır. Bu nedenle de bu analiz işleminde doğal olarak “hata etmeni” de yer almaktadır. Gerçek davranışların hangi ilişkilerin bir araya gelmesi sonucu oluştuğunun araştırılmasında kurulan modeller, önsavın sınanmasında yapılabilecek hatalar, incelenen ilişkiler arasında kesin ilişki olmayabilmesi vb. pek çok nedenden dolayı “hata terimi” içermektedir. İşte “hata terimi” olarak adlandırılan bu değişken kurulan modeli “ekonometrik” hale getirmektedir. Aşağıda yukarıda bahsi geçen sıkıcı kısımla bağlantı kurulabilmesi adına bir örnek verilmiştir.

Yukarıda verilen 1.denklem klasik iktisatta yer alan fiyata dair doğrusal ilişkiyi açıklayacak olan “davranış denklemi”ni, 2.denklem ise yer alan iki değişken arasında doğrusal ilişki varsayımı altında kurulan “ekonometrik model”i temsil etmektedir. Yani bu durumda “ ” ayırt edici değişkendir.

İktisadi temeli olan örnek verildiğine göre, duruma farklı bir bakış açısıyla bakabiliriz. Bu noktada “insan davranışı” üzerinden konuşmak mantıklı gözükmektedir. “Yeni çıkan cep telefonunu almalı mıyım?” sorusu pazarlama, iktisat, işletme gibi alanlara ait bir soru gibi gözükse de aslında psikoloji, bilgi ve enformasyon teknolojileri, iletişim ve sosyoloji gibi alanları da ilgilendirmektedir. Çünkü bu soruyu kendinize sorduğunuzda uygun cevabı belirleyebilmek adına pek çok kriteri göz önünde bulundurduğunuzu düşünmekteyim. “Fiyatına bakarım”, “rakip ürünlere bakarım”, “özelliklerine bakarım”,  “yenisi ne zaman çıkacak diye araştırırım” vb. cevaplar pazarlama, iktisat, işletme gibi alanlara konu olurken, “bunu almazsam rezil olurum”, “benim neyim eksik, canım sağolsun”, “insanların ne düşündüğü umrumda değil” vb. cevaplar ise psikoloji, sosyoloji vb. alanlara konu olmaktadır. Hangi alana dahil olup bir ekonometrik model içerisine girdiğinizi bir kenara bırakacak olursak, tüm bu cevaplara göre kurulacak olan modelin tek bir ortak noktası var ki o da “ ” olarak gösterdiğimiz hata terimidir. Aynı bu örnekte olduğu gibi insan davranışlarının bile belirleyicisi olan pek çok etmen varken ve bu etmenlerden hangisinin hataya hangisinin başarıya götüreceğini mukayese etmekte zorlanırken, yine insan tarafından kurulan bir ekonometrik modelde de hata terimi olması sizce de çok olası değil midir?

Sizlere ekonometrinin temelini, hem “ekonometriye giriş” dersini anlatan sıkıcı bir hoca edasıyla hem de ekonometriyi seven ve her alana kullanabilmeyi hedefleyen arkadaşlar arasındaki bir sohbet tadında elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Bir sonraki derste veya sohbette (bakış açısı tabi sonuçta)  görüşmek üzere. Hatasız kul olmaz, hatalarla seversiniz umarım.

Yazar Hakkında
Toplam 6 yazı
Gözde BOZKURT
Gözde BOZKURT
Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü Doktora Öğrencisi TÜBİTAK Proje Bursiyeri İlgilendiği Alanlar; Zaman Serisi Ekonometrisi, Uygulamalı Mikro Ekonometri, Sosyal Medya Analizi, Davranışsal Finans, İstatistiksel Analiz Teknikleri
Yorumlar (Yorum yapılmamış)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×

Bir Şeyler Ara